Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilecik Belediyesi Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen, AK Parti Bilecik 5. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.
“Katsayı uygulaması yüzünden Türkiye’de meslek liseleri tırpanlandı”
“Eğitimde neredeydi eski Türkiye, aramızda yaşı bana yakın olanlar eski Türkiye’de eğitim şartlarını çok iyi hatırlayacaklardır. Eski Türkiye’de katsayı diye bir şey vardı. Neydi katsayı? Aynı üniversite imtihanına giren çocuklardan aynı puanı alanlar, sonra ayrıca bir değerlendirmeye daha tabi tutuluyorlardı. Neye göre ayrıca değerlendiriliyorlardı, mezun oldukları okullara göre. Kime yönelikti bu katsayı, özellikle imam hatip okullarına ve onların yanı sıra bütün meslek okullarına. Ve bu uygulama yüzünden Türkiye’de meslek liseleri tırpanlandı.
“13 sene zarfında alınan öğretmenlerin sayısı bütün Cumhuriyet Tarihi boyunca alınan öğretmenlerin sayısı kadar”
“Başka ne vardı eski Türkiye’de öğrencilerin bursları vardı, neye yetiyordu bir öğrencinin bir aylık giderinin sadece onda birini karşılamaya yetecek kadardı. Pansiyon yoktu, derslikler sıkıntılıydı, FATİH diye bir projenin adı bile yoktu, bilgisayarın, taşımalı eğitimin adı bile yoktu. Öğretmen yoktu, bu 13 sene zarfında alınan öğretmenlerin sayısı bütün cumhuriyet tarihi boyunca alınan öğretmenlerin sayısı kadar. Yani bugün görev yapan iki öğretmenden biri bu dönemde alındı. Ve bu atamaların hiçbiriyle ilgili de en küçük bir şaibe imasında dahi bugüne kadar bulunulamadı çok şükür.
Sene başında okullar açılırken velileri bir telaş alırdı, ‘Nereden kitap bulacağız’ diye, kırtasiyecilerden önceden yer ayırtmaya çalışan veliler gördünüz. Şimdi 10 yıldan beri her öğrenci okulların açıldığı gün masasının üzerinde kitaplarını hazır buluyor. Dolayısıyla emekli dedelerimiz artık torunları için sabahın köründe kırtasiyecilerin önünde kuyruğa girmiyorlar.”
“Millî Eğitimle ilgili yoğun bir dezenformasyon kampanyası”
“Bugünlerde sizin de dikkatinizi çekmiştir özellikle millî eğitimle ilgili yoğun bir dezenformasyon kampanyası olduğunu göreceksiniz, belli bir kesimden özellikle sistematik biçimde yürütülen dezenformasyon en küçük bir olumsuzluk abartılarak ‘Millî eğitim çöktü, şöyle oldu böyle oldu’ propagandası için malzeme olarak kullanıldığını görüyorsunuz. Bunun da arkasında birilerinin tekerine çomak sokmuş olmamız yatıyor. Kurumlar, 1 Eylül 2015 tarihinde dershane adı altında faaliyet gösteremeyecek. Ne yapacaklar? Sağladığımız teşviklerle, gerek arsa, gerek vergi kolaylığı, gerek kredi kolaylıklarıyla 1 Eylül 2015’e kadar özel okula, özel eğitim kurumlarına dönüşecekler.
“Bu düzenden, bu tezgâhdan nemalananların medya organlarında Millî Eğitimle ilgili sistematik bir kampanya yürüttüklerini siz de görüyorsunuz, biz de görüyoruz”
“Başarılı çocukları okullardan seçip, onları özel sınıflara alıp, zaten sınavda yüksek puan alacağı belli olan çocukları bir de ayrıca özel sınıflarda eğitmiş gibi yaptıktan sonra bir de üzerlerine tişörtler giydirip sanki bütün başarı bu kurumlarınmış gibi reklam malzemesi olarak kullanamayacaksınız. Yani okullarımızda verilen eğitimi, o eğitimi veren öğretmenlerimizin emeğini inkâr edemeyeceksiniz, görmezlikten gelemeyeceksiniz, o emeğin üzerine oturup reklamınızı yapamayacaksınız. Dolayısıyla bu düzenden, bu tezgahtan nemalananların medya organlarında millî eğitimle ilgili sistematik bir kampanya yürüttüklerini siz de görüyorsunuz, biz de görüyoruz ama çoğu gitti azı kaldı.”
“Eğitimle ilgili yatırımlar ancak çok uzun vadede sonuçları görülecek yatırımlardır”
“Eğitimle ilgili yatırımlar ancak çok uzun vadede sonuçları görülecek yatırımlardır. Eğitimde alacağınız sonuçlar biraz daha uzun vadelidir. Biz zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık, bu ne demektir? Bugün okula başlayan çocuklarımıza uygulamaya başladığımız programların sonuçlarını, projelerimizin sonuçlarını bu çocuklarımız üniversiteye geldikleri zaman, hatta o zaman bile değil birçoğunu üniversiteye bitirdiklerini görecekler. Kendileri de aileleri de yaptıklarımızın gerçekten kendilerine neler kazandırdığını yıllar sonra görecekler.