Milliyet Gazetesinden Süreyya Üzmez tarafından kaleme alınan yazıda şunlar aktarılıyor;
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Harvard mezuniyet konuşmasında Nasa’da başından geçen ilginç olayı şöyle anlatır:
Elinde süpürge ile duran adama “Ne yapıyorsun burada?” diye sordum. Temizlikçi cevap verdi: “Başkanım uzaya adam gönderilmesine yardımcı oluyorum.”
Bu sözlerden ve davranış biçiminden esinlenerek konu ile ilgili yorumlarını yapar Zuckerberg. “Kendinden daha büyük bir şeyin parçası olduğunu hissetmek, ekip ruhunun bir halkasıdır” der. Büyük gayeler olmadan işlerin yürümediğini söyleyen Mark Zuckerberg birilerinin size ihtiyacı olduğunu bilmek ve onun için çok çalışmak gerektiğini, fikirlerin tamamen şekillenmiş halde olmadığını, onların ancak üzerinde çalıştığınız zaman ortaya çıktığını anlatmaktadır.
Genç yaşta dünyadaki en zenginler listesine giren Mark Zuckerberg “Başarılı olmak için başlangıç yapmanız gerekiyor, cesur olun ve başlayın” diyor. Kimsenin başladığında dört dörtlük olmadığını, çoğu şeyi bilmediğini, en büyük başarıların başarısız olma özgürlüğünden doğduğunu John F. Kennedy ve Beyonce örneklerini vererek anlatıyor. Sadece başlamanız gerekiyor diyerek sözlerini bitiriyor.
Turgut Özen, işçilikten başlayarak büyük bir sanayici olmuş, Anadolu’nun bağrından çıkan çok özel bir iş insanıdır. Babası devlet memuru olan Turgut Özen, ilkokulu Bilecik merkeze bağlı İlyas Bey köyünde okuduktan sonra eğitimini Endüstri ve Meslek Lisesi mermercilik bölümünde sürdürdü. Vatani görevini tamamladıktan sonra Bilecik İl Özel İdaresi’nin kurduğu Bilmertaş A.Ş. Mermer Fabrikası’nda formen olarak göreve başladı. Altı yıl gibi kısa sürede varlığını hissettirip kariyer basamaklarını tırmanarak yönetici oldu. Turgut Bey, daha sonra mermercilik alanında faaliyet gösteren bazı firmalarda yöneticilik yaptıktan sonra doğduğu köyde kendi ismiyle mermer fabrikası kurdu. 1994 yılında Bilecik, Yarhisar köyünde ocak işletmeciliği ile faaliyete başlayan Turgut Özen Mermer Sanayi, 1998 yılından itibaren kurumsallaşma sürecine girdi.
EKİP RUHU
Nasa’da elinde süpürge ile çalışan gibi pek çok insan olduğunu, herkesin işinde adeta koştuğunu, fabrikayı ziyaret eden herkes anlatır. Dünyanın dört bir yanına satılan mermerlerin ülkeye döviz getirmesinden duyulan mutlulukta bir parça olma arzusu yaşama sevincini arttırıyor Turgut Bey’in. Özen’in orkestra şefi gibi teşvik edici yönetimi, başarının önemli temel taşlarını oluşturuyor.
Çok çalışkan bir insan olan Turgut Özen sabah 6’da herkesten önce fabrikaya gelir. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığının, istemenin, çalışmanın, azmin başarıda ne kadar önemli olduğunun göstergesidir Turgut Bey’in hayat öyküsü.
MERMER PROFESÖRÜ
Dünya mermer piyasasında ‘Mermerin Profesörü’ olarak bilinen Turgut Özen bildiklerini paylaşmayı çok sever. Üniversitelerde Kariyer Günleri programlarına konuşmacı olarak katılır ve öğrencilere altın öğütlerde bulunur. Gençlere idol olmayı, çalışma prensiplerinin ve azminin örnek olunmasını istemek ne güzel bir şey.
Hedeflerini hep yüksek tutan Turgut Özen şirketini bu zamana kadar hedeflerine ulaştırdığını ama hem Türkiye’nin hem de dünyanın en iyisi olmayı her zaman arzu ettiklerini söyler. Hedefine çok önceden ulaşsa bile “Henüz yeni başladık” diyebilecek kadar da tevazu sahibidir.
Sohbetinden büyük keyif aldığım Turgut Bey, ülkemizin önde gelen tekstil firmalarından Sementa’nın sahibi Orhan Karsak’ın dünürü. Zaman zaman dünürü Orhan Karsak ve ağabeyi Zeki Karsak ile “Trilye’ye uğramadan Ankara’dan dönülmez” sloganına uyarak balık ve deniz ürünleri eşliğinde bir araya gelen Özen, inanılmaz derecede çevrecidir. Doğal ürünlere karşı ilgisi büyüktür. Kendi çiftliğinde domates dahil pek çok sebzeyi yetiştirir. Yumurtasından etine kadar doğal ortamda yetişen hayvanların ürünlerini tercih eder. Doğa dostudur ve yüreği ülke sevgisi ile doludur.
Türkiye’nin ekonomide güçlü dinamikleri olduğunu vurgulayan Özen, “Dünya ekonomisinden Türkiye olarak payımıza düşeni almalıyız” diyerek her zaman moralleri yüksek tutan iyi bir yönetici, dirayetli bir iş insanıdır. Eğitime devamlı destek olan Turgut Bey, kendisiyle barışık, herkese pozitif enerji veren hayat dolu bir insan…
Oğullarından Özer, babasıyla birlikte mermer işi yaparken diğer oğlu Atakan gastronomiye merakından Bursa’da 21 Masa isimli bir lokanta açtı. Kısa sürede başarıyı yakalayan Atakan Bey’in mekanı ile ilgili olumlu ve güzel şeyler geliyor kulağıma. Yakında ziyaret edip izlenimlerimi paylaşacağım.
ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ
Marifet iltifata tabidir, iltifat görmeyen marifet körelir. Elbette güzel işler yaparsanız sizi gelip buluyorlar. Hiç kimseye ihtiyacınız kalmıyor, bileğinizin hakkı size ödülleri getiriyor.
Bilecik’te vergi rekortmenliği olan Özen, Bilecikspor Kulüp Başkanlığı, Belediye Başkanlığı gibi görevlerde de bulunmuş, son derece sosyal bir insandır. İnsan sevgisi onu hep istihdama yöneltmiştir. Pek çok ödüle layık görülen Turgut Bey, 2008 yılında TBMM tarafından Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülmüş, ödülü kendisine Köksal Toptan vermiştir.
Sosyal sorumluluk projelerinde de hep ön sıralarda yer alan Turgut Bey, gösterişi pek sevmez, yaptığı iyiliklerin duyulmasınız istemez. Kendi adıyla bir dünya markası olan Turgut Özen’in şirketi Amerika’dan Vietnam’a kadar dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapmaktadır. Doğadan çıkarılan mermerleri en modern teknoloji ile çevreye zarar vermeden mamule dönüştüren firma Türkiye’de ve dünyada tercih edilen olmayı çoktan başarmıştır.
Çalışanlarına büyük değer veren, topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket eden, kendi ismiyle anılan firmasını dünya markası yapan Turgut Özen vizyonu ve davranış biçimleri ile insanları kendisine hayran bırakan, parlayan bir Anadolu yıldızıdır. İyi ki varsınız.
Eğer hayal edebildiğiniz bir şey ise, yapabilirsiniz. Vizyon görülmez olan şeyleri görebilme sanatıdır. İyi pazarlar.